Narcissus and Echo
ERTUĞRUL GÜNGÖR - FARUK ERTEKİN
Çocukluklarını Kütahya'da birlikte geçiren sanatçı ikili Ertuğrul Güngör ve Faruk Ertekin, yaşadıkları şehrin kültürel belleğinden ilham alarak seramik sanatını modern tasarım unsurlarıyla yeniden yorumluyor. Seramiğin narin ve kırılgan doğasına rağmen, sanatçılar edebi ve görsel kültürden etkilenen sağlam dokuları entegre ederek hassas bir denge kurmaya çalışıyor ve kültürel mirasın dinamik evrimini vurguluyor. Yağlı boya tablolar, İznik çinileri, geleneksel kadın motifleri ve seramik sanatı gibi erken Cumhuriyet dönemine ait çok çeşitli imgelerden esinlenen “Geleneksel Olmayan”, modern ve çağdaş figürlerle kurduğu bağ sayesinde yeni anlamsal katmanlar yaratıyor. Sergide yer alan her bir eser, iki sanatçının geleneksel sanat anlayışını sorguluyor ve izleyiciye alışılmışın dışında bir düşünsel deneyim sunuyor.
Eserlerinizi kurgularken geleneksel figürleri çokça görüyoruz, bu benim gerçekten ilgimi çekiyor. Size bunun nedenini sormak istiyorum. Neden toplumun güzellik algısına uyan figürler değil de bu figürler?
Eserlerimizde geleneksel figürleri tercih etmemizin arkasında, çocukluk yıllarımızı birlikte geçirdiğimiz Kütahya gibi köklü bir şehrin eski anılarına ve seramik malzemenin tarihine olan derin bağlılığımız yatıyor. Bu figürler, bizim için bir tür nostalji ve kimlik duygusu taşıyor. Toplumun genel güzellik algısına uymaktan ziyade, eserlerimizde geleneksel figürleri kullanarak kendi kültürel geçmişimize ve geleneksel sanat mirasına olan saygımızı ifade etmek istiyoruz. Eserlerimizde geçmişin izlerini taşıyan bu figürleri, günümüz tasarım anlayışıyla birleştirerek yeni bir dil yaratma amacındayız. Geleneksel figürler, bizim için anlam taşımanın yanı sıra izleyicilere de kendi kültürel bağlarını yeniden düşünmeleri için bir fırsat sunuyor. Böylece, eserlerimiz aracılığıyla geleneksel ve çağdaş arasında bir köprü kurarak sanatın evrilen doğasını ve güzellik algısını sorgulamayı amaçlıyoruz.
Vasebros adı altında beraber eserler üretiyorsunuz. Sanatçılar için genellikle tek başına bir eser üretmek bile oldukça sancılıyken bu işi iki kişi nasıl yapabiliyorsunuz? Neden tek başına değil de Vasebros?
Neredeyse çocukluktan bugüne değin birlikteyiz, küçük yaşlarda tanıştık ve dolayısıyla beraber üretim sürecindeyiz. Sadece lisans dönemimizde ikimiz de farklı disiplinlerle ilgilendik. Sonrasında tekrar bir araya gelip aynı atölyeyi paylaşmaya başladık. 12 yaşındayken bir grafiti grubumuz vardı ve kamusal alana beraber grafiti üretiyorduk. Hatta, bundan dolayı yakalandığımız için mahkeme süreçleri vs. sebebiyle ailelerimiz duruma el attı ve birbirimizden uzaklaştık. Sonrasında Kütahya Güzel Sanatlar Lisesi sınav döneminde tekrar bir araya geldik. Liseyi de aynı sıralarda okuduktan sonra lisans eğitimi için aynı şehirleri seçtik. O günden bugüne, hem aynı atölyeyi paylaşıyoruz hem de kapı komşusuyuz. Seramik malzemesi yalnız üzerinde çalışılmak için uygun bir malzeme değil bize göre. Beraber çalışıyoruz, birbirimizin her türlü kaprisini, kahrını çekiyoruz. Üretim sürecinde iş paylaşımı var, birimiz zımpara yapıyorsa diğerimiz modelle ilgileniyor. Genelde de çok planlı çalışan bir çift değiliz, o ana göre karar verip hareket ediyoruz.
Reflect için Reflect’in de beslendiği Narcissus mitini ele aldığınız bir eser ürettiniz. Seramik üzerine boyama yaptığınız eser gerçekten çok enteresan oldu… Bu süreç sizin için nasıl ilerledi? Reflect özelinde eser üretmek nasıl bir deneyimdi?
Reflect'in özelinde eser üretmek ve Narcissus mitini modern bir perspektifle yorumlama fırsatı sunmak, bizim için ilham verici bir deneyimdi. Mitin zengin sembolizmini kullanarak eserimizde kendi yorumumuzu ifade ettik ve izleyicileri bu antik öyküyle düşünsel bir diyaloğa davet ettik. Farklı bir renk paletiyle kurguladığımız tasarım, izleyiciler için de sürpriz olacak.
Communitymize dahil olduğunuz için oldukça mutlu olduğumuzu belirtmek isteriz, bizi kırmayıp röportaj yaptığınız için de ayrıca teşekkür ederiz…